Herkes için Adli Erişim

Klinik-Lab Adli Bilirkişilik | Taraf Bilirkişiliği | Tarafsız Delil Tespiti

Tarafsız Delil Tespiti

İhtilafların önemli kısmı hukukdışı uzmanlık konularındadır.

Klinik-Lab Adli Bilirkişilik

Bilirkişiler uygulamada hakimlerin yardımcısı uzmanlardır.

Taraf Bilirkişiliği

Verilecek kararı doğrudan etkileyen resmi bilirkişiye haklılığınızı ispat edebilmeniz önemlidir.

Eşit Koşullarda Temsil Edilme Hakkı

Hakimin resmi bilirkişiye müracaat ettiği bir konuda uzmandan görüş alınması avukatlık meslek etiği gereğidir.

Prof. Dr. Oğuz POLAT

Prof. Dr. Oğuz POLAT
Adli Tıp Uzmanı

14 Mart 2012 Çarşamba

PEDOFİLİDE ADLİ KILAVUZLUK

Prof. Dr. Oğuz POLAT    Pedofili olaylarında durum saptamasının yapılması ve olayın bilirkişi raporuyla net bir şekilde ortaya konması gerekmektedir. Hukuka yansıyan diğer olgulardan çok daha fazla düzeyde bilgi ve öğretilerin kullanılmasının zorunlu olduğu bir durum olan pedofilide sadece olayın ortaya konup ispatlanması değil aynı zamanda bu süreçte çocuğun zarar görmemesi ve yapılacak her şeyin çocuğun yüksek yararına yapılması da gözlenmelidir.

Adli bilirkişi rehberliğinde bu tip olaylara yaklaşım hem çocuğun zarar görmemesi hem de olayın somut olarak ortaya konabilmesi açısından önemlidir.

Pedo, Yunanca "çocuk", fili, Yunanca, Latince ve Fransızca’dan türetilmiş "sevgi" anlamına gelen kelimelerdir. "Pedofili" erişkinlerin ergenlik öncesi dönemdeki çocuklarla cinsel eylem veya fantezi olarak tanımlanır.

Pedofiller genellikle erkektir.

Amerikan Psikiyatri Derneği, teşhis kılavuzunda , DSM-IV TR'de, pedofili, “6 aylık bir dönemden sonra, ergenlik öncesi (genellikle 13 yaş veya öncesi) bir çocukla veya çocuklarla cinsel bir aktiviteyi içeren, yinelenen, yoğun, cinsel olarak tahrik edici, fantezileri, şiddetli istekleri veya davranışları olan kimse olarak tanımlanmaktadır.

İki farklı şekilde karşımıza çıkabilmektedir:
- Özel tip (Exclusive type) pedofiller, sadece çocuklara çekim duyarlar.
- Özel tip olmayanlar, hem yetişkinlere hem de çocuklara ilgi duyarlar.

Suçluların  büyük oranda çocuğun tanıdıkları, aile dostları veya akrabalardan çıktıkları görülmektedir. Eylemlerin niteliği olgulara göre değişkenlik göstermekle birlikte bir çocuğa bakmak veya elbiselerini çıkarmak ve çocuğa dokunmaktan başlayan, çoğunlukla oral seks veya cinsel organlara (çocuğun veya saldırganın) dokunmayı ve ilişkiye girmeyi de kapsayan bir spektrumda davranışları kapsamaktadır.   

Pedofillerle ilgili başlıca karakteristik özellikler şunlardır:

- Saldırgan, çocuklar ve yetişkinler arasında popülerdir,

- Güvenilir ve saygın bir görüntü verir, toplumda iyi bir yeri vardır,

- Çocuklarla konuşmayı erişkinlere tercih eder. Kendini çocuklarla yetişkinlerle olduğundan daha     rahat hisseder.

- Çoğunlukla ergenlik öncesi erkek ve kız çocuklarına çekim duyar. Heteroseksüel, homoseksüel veya biseksüel olabilir.

-Çocukları video oyunlarına, partilere, şekerlere, oyuncaklara, hediyelere boğar,

- Başı dertte, ilgi ve şefkate ihtiyacı olan çocukları belirleyerek onlara yaklaşır,

- Sıklıkla tercih ettiği kurbanların yaşında çocuğu olan kadınlarla birlikte olur,

- Çocukla cinsel teması genellikle güven ve dostluk yoluyla kurar, çok az olguda zor kullanıldığı görülmektedir,

-Fiziksel temas kademelidir, dokunmaktan başlayarak, kucağa almak, dizlerinde oturtmak, öpmek şeklinde aşama aşama gerçekleştirir,

- Çocuklarla yalnız kalmanın birçok yolunu ve yerini bulur,

- Çoğunlukla aile babasıdırlar, hiçbir sabıka kayıtları yoktur ve hiçbir zaman suçlarını kabul etmezler, sonuna kadar inkar ederler,

- Evliliklerinde sıklıkla cinsel işlevsizlik nedeniyle sorun yaşarlar,

- Evlilik pedofilin gerçek tercihleri ve yaptıklarını gizlemek için bir paravandır,

- Her zaman kesin kural olmamakla beraber saldırganların geçmişinde bir cinsel istismar öyküsü bulunmaktadır,

- Pedofilin çocuğu olmasa bile evi, oyuncaklar, kitaplar, video oyunları, bilgisayarlar, bisikletler, dikiş öğrenme takımları, tekerlekli patenler, havuz, abur cubur yiyecek gibi çocukları evine çekecek ve geri gelmelerini sağlayacak malzemelerle doludur. Genellikle evdeki oyuncak türleri tercih edilen kurbanların yaşını yansıtır,

- Bir pedofil bağımsız hareket edebilir veya internet ve diğer pedofiller için gruplar gibi bir organizasyonun parçası olabilir.

- Bazı pedofiller, davranışlarının suç, ahlaksız veya kabul edilmez olduğunu fark  eder ve gizlilik içinde çalışır. Bazıları, yaptıkları hakkında oldukça açık ve militandırlar ve pedofilinin basın ve konuşma özgürlüğüne sığınarak normalizasyonunu savunurlar ve "nesiller arası samimiyet" gibi zararsız bir dil kullanarak yaptıklarını savunurlar.

Bir çocuk, bir pedofil tarafından ne zaman taciz edildiğini, bir amaç doğrultusunda kullanıldığını her zaman farkına varamaz.

Pedofil, cinsel sadist değilse, çocuğu sessiz olması yönünde tehdit etmesi şart değildir. Çocuğun kendisine güven duymasını sağlamak amacıyla ona hediyeler verir ve olayın ikisinin arasında olduğuna çocuğu inandırarak gizli kalmasını  sağlar. Bazı durumlarda, tacizci çocuğu sessiz kalması için,  birisi fark ederse hapse gideceğini ya da çocuğun ve belki ailesinin hapse gideceğini söyleyerek  baskı altına alacaktır.

Saldırganın çocuğu tehdit etmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Aynı şeyi kardeşine, annesine yapacağını söyleyerek ve ev hayvanını incitmekle tehdit ederek onu korkutur.

Tüm bu özelliklerin incelendiği bilimsel bir adli rapor, dava yönetiminde mahkeme heyetine adli kılavuzluk yapacaktır. 

11 Mart 2012 Pazar

MOBBING OLGULARINDA ADLİ BİLİRKİŞİLİĞİN ROLÜ


Prof. Dr. Oğuz POLAT   Mobbing; özellikle hiyerarşik olarak yapılanmış ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğer grup ya da grup üyelerine psikolojik ve uzun süreli sistematik baskı uygulanması olarak tanımlanabilir.

Mobbing kavramı ilk kez, 80’li yılların başında İsveç’li Endüstri Psikoloğu Heinz Leymann tarafından kullanılmıştır.  

Leymann’a göre, işyerindeki kötü muamelenin mobbing (psikolojik yıldırma) olarak tanımlanabilmesi için;

- Sistematik ve bilinçli olması,
- Haftada en az 1 kez,
- En az 6 ay boyunca tekrarlanması gerekmektedir.

Uluslararası düzeyde yapılan tüm araştırma sonuçlarının birleştiği ortak nokta, mobbing   mağdurlarının, diğer şiddet ve taciz mağdurlarından çok daha fazla sayıda oldukları   doğrultusundadır.

İsveç ve Almanya’da yüzbinlerce mobbing mağdurunun erken emekli oldukları veya psikiyatri  kliniklerinde yatarak tedavi edildikleri kayıtlarda yer almaktadır. İtalya’da 1 milyondan fazla çalışanın mobbing kurbanı olduğu; 5-6 milyon kişinin ise, yaşanan bir mobbing olgusunu iş arkadaşı veya aile bireyi olarak izledikleri bildirilmektedir.

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde gerçekleştirilen kapsamlı bir diğer araştırmanın bulguları ise en az 12 milyon kişinin mobbinge maruz kaldığı doğrultusundadır. Bu rakam, çalışan nüfusun yüzde 8’ini ifade etmektedir.

Çalışan nüfusa göre, mobbinge uğrayanların oranı, İngiltere’de yüzde 16, İsveç’te yüzde 10, Fransa ve Finlandiya’da yüzde 9, İrlanda ve Almanya’da yüzde 8, İspanya, Belçika ve Yunanistan’da yüzde 5, İtalya’da ise yüzde 4 olarak bildirilmektedir.

Mobbing sonucu tedavi giderleri için yapılan harcamalar  ile işin yitirilmesine bağlı düzenli gelirin kaybı, ekonomik olarak mağduru yıpratan ögelerdir.

Sosyal açıdan ise imajın zedelenmesi, depresif davranışlar nedeniyle çevresi tarafından terk edilmesi, mesleki kimliğini yitirmesi ve başarısız olarak algılanması gündeme gelir.

Depresyon, anlamsız korkular, dikkatin toplanmasında başarısızlık, özgüven ve özsaygının yitirilmesi sıklıkla yaşanan semptomlardır. Yüksek tansiyon, baş ve sırt ağıları, sindirim sistemi hastalıkları da yaşanan mobbing olaylarına bağlı olarak karşımıza çıkabilmektedir.

Mobbing yaşayan kişinin haklarını koruyabilmesi için yasal boyuta başvurması gerekmektedir. Bu aşamada en iyi kılavuz da adli bilirkişiden yaşadığı mobbinge bağlı meydana gelen ruhsal ve fiziksel  tüm hasarları gösteren bir raporun alınmasıdır.

Mahkemede, yaşanan mobbinge bağlı meydana gelmiş tüm hasarlanmaları en objektif ve bilimsel olarak gösterebilecek olan adli bilirkişinin hazırladığı rapordur.

Bu rapor mahkemenin karar vermesinde kılavuz görevi görecek ve doğru bilgiyi verecektir.