Prof. Dr. Oğuz POLAT

Prof. Dr. Oğuz POLAT
Adli Tıp Uzmanı

5 Şubat 2012 Pazar

BİLİRKİŞİLİKTE NEREDEYİZ?

Prof. Dr. Oğuz POLAT


2009’da yayınlanan Dünya Bankası’nın Yargılamada Bilirkişilik Müessesesi Hakkında Mukayeseli Çalışma başlıklı bilirkişiliğin sorunlarının 4 ülke ile yapılan karşılaştırmalı çalışmanın inceleme raporundaki tanıma göre, bilirkişi  görüşü, mesleki, bilimsel ya da teknik bir konuyla ilgili olarak yasal kovuşturmada kanıt olarak sunulacak (yazılı veya sözlü) herhangi ifade  olarak tanımlanmaktadır.

Adli Tıp/Bilimler bilirkişiliğini ise insanla ilgili olarak konusunda eğitimli ve bilgili olan kişi/kişilere   yargının sormuş olduğu sorulara cevap vermek olarak çok daha pratik bir tanım da yapmak mümkün. 

Bilirkişilik alanlarına baktığımızda, konuların çok yaygın bir skalada yer aldığını görmekteyiz. Bugün  adli tekstilden adli genetiğe, adli muhasebecilikten adli digital incelemelere kadar çok yaygın bir çalışma alanı olduğu görülmektedir. Bunlara ölüm, olay yeri, kriminalistik, hekim hataları gibi artık klasikleşmiş konuları da saymakta yarar var.

Bilirkişilik çalışmalarında temelde laboratuarda ölçülen değerlerin ve/veya geçmişte yapılmış uygulamaların raporlarının incelenerek analizi ve değerlendirilmesi yapılmaktadır. Burada çok önemli bir boyutun gözden kaçtığını da hemen belirteyim. O da adli bilirkişiliğin yoruma dayalı bir sistem olduğu için güvenirliliğinin tartışmalı olduğu görüşüdür. Bu kesinlikle yanılgıdır çünkü yapılan tüm yorumların mutlaka olaydaki, dosyadaki geçmişte yapılmış çalışmaların değerlendirilmesi, laboratuar sonuçları ve standart uygulamalar kapsamında bakılarak değerlendirildiği ve sonuç yorumunun da bilimsel referanslar verilerek yapıldığının altını çizmek gerekiyor.  

Başka bir deyişle adli raporda yazılan sonuç mutlaka objektif, ölçülebilir ve bilimsel değerlere, standartlara dayanmaktadır, dayanmalıdır da.

Adli bilirkişi, raporuyla adli kılavuzluk yapmakta, davanın doğru ve çabuk sonuçlanmasını sağlamaktadır. Zaten ana işlevi de yargıya yardımcı olmaktır.

Son dönemdeki çapraz sorgulamayla başlayan değişim sürecinde artık taraf bilirkişiliğinin  uygulanmaya başlaması, Yargıtay’ın anlamsız sadece Adli Tıp Kurumu raporunu geçerli sayma  ısrarından vazgeçmesi gibi  adımlar gelişmiş ülkelere benzer şekilde adli bilirkişiliğinin yapılabilme ortamını yaratmış ve uygulamalar da başlamıştır. 

Bugün sayısı hızla artan, konularında yetkin akademik çalışmalar yapan adli tıp öğretim üyelerinin  raporlarıyla çok sayıda olgu çözümlenebilmektedir.

0 yorum:

Yorum Gönder